12 Kasım 2008 Çarşamba

Türk Bayrağından Rahatsız Olan Bayraksızlar

Amerikan karşıtı daha doğrusu emperyalizm karşıtı görüşü sonuna kadar destekliyor ve içimde hissediyorum.. Diğer taraftan da amerikanların bayraklarına ve ülkelerine olan bağlılıklarını hayranlıkla izliyorum.
Birlikte büyüdüğümüz amerikan efsanesi filmler, amerikan bayrığını hep dalgalandıran onurlu vatandaşları... her konuda ilklere imzalar atan zeki,yaratıcı başarılı bir toplum.
Bizdeki durum ise tersi malesef..
Şimdi son zamanlarda ülke sevgimizide ,vatan tutkumuzuda başarı hayallerimizide baltalamaya çalışan ve sanki başka ülke ajanları gibi çalışan baltalar ortaya çıkıyor. Kıçlarına bakarsanız Made in ..... yazar. Hangi felsefenin baltaları olduklarını ordan anlarsınız.
Bu dar beyinlerin son zamandaki sıkıntılarıda Türk bayrağı .. Bir yerlerde Türk bayrağı asmanızı , bayramlarda törenlerde balkonlarınızı şanlandırmanızı tartışmaya çalışıyorlar.
Sebep kendi bayrakları henüz yok.. Adamın bayrağı yok be kardeşim ee tabi bizim şanlı bayrağımızdan rahatsız olur.
Vatan sevgisini, millet sevgisini anlayamayan onlara bu emanetleri bırakanlar saygısı olmayan , kalleş bir kesim var.
Bunlar evrensel insanlıktan behsederler sürekli (!)..
Bu şunun gibi adam ilkokulu zor bitirmiş , yüksek lisans tezinden dem vuruyor..
Eee be öküz , sen önce kendi ailene sonra akrabalarına sonra mahallene şehrine ülkene hizmet et sahip çık. Önce onları sev.. Ondan sonra evrensel değerlerden bahset.
Ancak geri zekan bu teşhisi yapamadığı için boş konuşuyorsun zaten..
Önceki yazımda bahsettiğim gibi boş kutular yararlı hale getirilir.

Kendine Saygısı Olmayan Göçmenler..

Kendine saygısı olmayan kişilikler son zamanlarda , kültür yozlaşmasıyla birlikte mantar gibi türemeye başladılar. Bunlar çeşitli görevlere hak kazanarak (!) kendi memleketlerinden çıkıp gelmiş ancak , misafir gibi değilde dağdan gelip bağdakine karışan ayı mantığında yaşam tarzını kutu cisimlerine sığdırmayı başarmış mahlukat toplulukları..
Boş kutuları tekmelersiniz stres atmaya yararlar, bunlarında o yönüyle faydaları vardır. Hiç işe yaramıyorsa geri dönüşümünü sağlayabilirsiniz.
Tabi diğer taraftan bu kutular günün birinde dolu da olabilecekleri için her zaman bir bu gerçeğide göz önünde tutarız.
Çünkü dolu kalplere ve beyinlere, saygıyı yaşam biçimi haline getiren insanlarda müthiş saygımız ve sevgimiz vardır.
Bir ilçeye dışardan gelen değerli misafirlerimizdir hatta bizimle ev sahipleridir.
Ancak diğer tahtaları yontma girişimlerimiz yanlış algılanmasın.. Çünkü bir fayda için yapılcaktır.
Bizi anlayan dostlara selam olsun ..
Boş kutularda işe yarar hale geleceklerdir emin olsunlar.

4 Kasım 2008 Salı

Türkçe Konuşmanın Derin Güzelliği..

Bir milleti millet yapan temel özellikler vardır. Kültürü , dini , dili , ahlak anlayışı gibi… Dil bir milletin geçmişini yaşatması, sonraki nesillere doğru şekliyle aktarması ve sonraki nesillerin de bu değerler üzerinden gelişmesi açısından son derece önemlidir.

Tabi bu kadar önemli olunca hassasiyetle üzerinde durulması gerekiyor. Çünkü emparyalist devletler bir çok konuda olduğu gibi hırs ve bencillik içeren emellerini bu konuda da planlı bir şekilde gerçekleştirmişlerdir… Kimlere ? Sömürdükleri devletlere , resmen sömürgesi olmasa da ekonomi, eğitim, kültür alanlarında sömürdükleri devletlere..

Nasıl mı ? Düşünelim.. Ana dili dışında eğitim veren okullar , gazetelerde atılan ingilizce, almanca vb.. manşetler , bozuk bir türkçeyle karma diller konuşmaya çalışan sunucular bu tezi destekleyen örneklerden bazılarıdır. Saymakla bitmez bu gibi örnekler. Bir de tabelalar var tabi ,yabancı isimler verme çabası iş yerlerine… Computer dükkanları , Cafeler , Fast Food lar Avicanne lar her köşe başında bunlara rastlıyoruz. Anlamı nedir diye sorsak ? Hakkında ya birkaç kelime bir şey bilir ya da hiçbir şey bilmiyordur muhtemelen.

Ve daha bir çoğu… Hadi görüşürüz bye bye , ok anlaşıldı… Turistler geldiğinde muhtemelen şaşırıyorlardır ve bıyık altından gülüyorlardır. Sizde sömürgeleştirdikle -rimizden misiniz ? Diye…

Yanlış anlaşılma olmasın … Tabiki yabancı dile karşı değilim, bir lisan bir insan sözüne de sonuna kadar katılıyorum. Ancak lisan öğrenmek ayrı bir şey, onu kendi anadilinin yerine kullanmak ayrı bir şeydir. Eğitimi yabancı bir dilde yapmak , gazetelerinde, tabelalarında, televizyonunda hemen her yerde içi boş bir entelektüel havayla yabancı dil özentisi oluşturma çabası ya bilgisizlikten ya da kötü niyetten kaynaklanabilir.

Biraz araştırırsak görülüyor ki Türk dilleri aslında en çok konuşulan ve en eski geçmişe sahip diller arasındadır. İlk resmi Türkçe metinler 8. yüzyılda Orhun anıtlarıdır. Ancak Türkçenin geçmişinin milattan önce 1000 li yıllara dayandığı tahmin edilmektedir.
Ayrıca Birleşmiş Milletler'in 1990 yılına ait istatistiklerine göre Türkçe, 165 milyon dolayında kişi tarafından anadil olarak konuşulmaktaydı. Böylelikle dilimiz Çince, Hintçe, İngilizce ve İspanyolcanın arkasından en büyük (yaygın) dil karakterine sahiptir.

Atatürk’ ün “Türk milleti demek Türk Dili demektir. Türk Dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlâkının, menfaatlerinin kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyinin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk Dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” Şeklindeki veciz ve anlamlı ifadeleri Türkçemizin önemini açıkça göstermektedir.

Türkçemizin güzelliğini yaşamak ve yaşatmak adına, gazetelerimizde, radyo televizyonlarımızda ,işyerimizde Türkçe isimler kullanalım ve bununda haklı gururunu duyalım. Kişilikli, kendi özüne dönük bireyler ve işletmeler olalım..

Vezirköprü Öğrencilerine Sahip Çıkmalı

Vezirköprü Meslek Yüksekokulu şüphesiz ilçemizin yükselen değerlerinden birisi. Kısa bir süre önce bünyesinde açtığı çocuk gelişimi bölümüyle de büyümeye ve değerlenmeye devam ediyor. Şu an halihazırda üç bölümle; bilgisayar teknolojileri programlama, muhasebe ve çocuk gelişimi bölümleriyle eğitim öğretime devam etmektedir.
Bu bölümlerde okumaya gelen öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğunu da dışardan gelenler oluşturmaktadırlar.
Üniversiteyi dışarıda okumuşlar bilirler, o yeni bir ortam, yeni bir heyecandır. Öğrenci belki ilk defa kendi ayakları üstünde durur ve daha da kişilik kazanır. O sebeple dışarıda üniversite okumak sadece dersler değil ama aynı zamanda önemli bir hayat tecrübesidir. Nitekim bu konuyu kavramış olan il ve ilçe halkları çoğunlukla dışardan gelen bu öğrencilere sahip çıkarlar.
Dışarıdan gelmiş velilerin ve öğrencilerin gözlerinde o ışığı görüyorum… Veliler çocuğunun okuması için türlü fedakarlığa katlanmış, onları ilçemize getirmişler okula kayıtlarını yapmışlardı. Kimi çiftçi, kimi işçi, kimi de memur, bir çoğu kıt kanaat da olsa çocuklarını okutmaya azmetmişler, ama çok şerefli ve bence çok değerliler.. Eğitime, insanlığa, çocuklarının geleceğine ve dolayısıyla bu ülkenin geleceğine yatırım yapıyorlar.
Ancak bu değerli misafirlerimiz, çocuklarının rahat ve güvenli bir şekilde kalacakları yer bulma konusunda oldukça sıkıntıdalar. Çünkü ilçemizde böyle yerler çok kısıtlı nerdeyse yok.. Öğrencilerin ancak altmış kadarı okulumuzdaki yurda yerleşebiliyor ve diğer büyük çoğunluğundan maalesef okul dışında ilçede bir yerlerde kalmalarını istiyoruz.
Bir heves ve özveri ile gelmiş bu evlatlarımıza ücretini ödeyerek güvenle kalabilecekleri bir yer göstermekte zorlanıyoruz. Oysa bir bina yurt yapılabilir yada apartlar şeklinde ev tipi yurtlar yapılabilir. Hem öğrencilerimizin hem ilçemizin kazançlı çıkacağı bu dostça beraberlik sağlanabilir. Bu öğrencilere eğitimleri boyunca mutlulukla kalabilecekleri bir ortam oluşturulabilir.
Böylece hem ilçemizin tanıtımı sağlanmış olur ki bu çok büyük bir reklamdır. Hem ilçemiz için önemli bir gelirdir. Hem bir kültür kaynaşması ve dayanışmasıdır. Hem de bunların ötesinde bir insanlık borcudur.
Bu sebeplerden dolayı buradan duyarlı dostlarıma çağrıda bulunmayı sorumluluğumun gereği olarak görüyorum.
Bir diğer sorun da maalesef ulaşım.. Yüksekokul öyle bir yere yapılmış ki özellikle görmeye gitmezseniz farkında olmuyorsunuz. Ulaşım konusunda da hala bir sistem oluşturulmuş değil. Öğrencilerin ilçe merkezinde bir yerlerde kalmalarını istedikten sonra da geliş gidiş problemi ortaya çıkıyor. Evet şimdiye kadar bu da sağlanmadı..
Hadi merkezde kalan öğrencilere ulaşımda yok yürüyerek git gel dedik (!) Tamam oldu diyelim. Ama değerli kardeşlerim okul yapıldı yapılalı yol boyunca öğrencilerin yürüyerek gidip gelebilecekleri bir kaldırım bile yapılmadı.
Sosyal olanakların zaten çok kısıtlı olduğu bu ilçede öğrencilere bu sıkıntıları da yüklemek inanın çin işkencesinden farksız. Lütfen kurumlar ve ilçe halkı olarak üstümüze düşenleri yapalım, kabuğumuzu kıralım .. Bizim dışımızdaki hayatlara da şöyle bir bakalım. Dışardan okumaya gelmiş bu değerli evlatlarımıza sahip çıkalım ve dolayısıyla velilerine olan kardeşlik görevini de yerine getirelim. Onlarında bizim evlatlarımıza sahip çıkacakları bilinciyle..